31 Ocak 2013 Perşembe

Yeni nesil ınversys plus kompresör serisi


Basınçlı hava sanayide sıklıkla tercih edilen bir enerji türüdür. Bu kadar çok avantajı olan basınçlı havanın elde edilmesi ise kompresörler tarafından sağlanmaktadır.

Sanayide enerjinin büyük bir miktarı basınçlı hava sistemleri tarafından tüketilmektedir. Basınçlı havanın elde edilmesi büyük miktarda enerji tüketimine sebep olduğundan, sistemin verimi son derece büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle, kompresör sektöründe en az enerji tüketen sistem en değerli sistem olmaktadır. Türkiye`nin ve bölgesinin bir numaralı kompresör üreticisi DALGAKIRAN, bu doğrultuda geliştirdiği yeni invertörlü kompresör serisinde enerji tüketimini minimumda tutarak maksimum seviyede sistem verimi sağlamayı hedeflemiştir.

SERİYE GENEL BAKIŞ

Ürünler, 5,5kW - 315 kW aralığında standart olarak üretilmektedir. Farklı güç talepleri de özel ürün olarak üretilebilmektedir. Bu makinalar opsiyonel olarak su soğutmalı, ısı geri kazanımlı, ve 15 kw’a kadar depo üstü veya depo üstü kurutuculu ve filtreli olarak üretilmektedir.

ÖZEL KASA

Bu seri için geliştirilen yeni kasalarda, ses seviyesi düşürülmüş, daha etkin soğutma elde edilmiş, servis kolaylığı sağlanmış ve oldukça estetik tasarımlar oluşturulmuştur.
Kasaların soğutma, titreşim ve ses yalıtım seviyeleri ile ilgili çalışmalar ileri analizler kullanılarak optimize edilmiştir.

ÖZEL MOTOR

Sistemin dişli kutusu olmadan direkt olarak çalışacak olması motorun voltaj ve frekans değerlerinin özel olarak dizayn edilmesini gerektirmektedir. Bundan ötürü motorda elektriksel özellik olarak özel voltaj ve frekansa uygun tasarım, invertör uygulamasına özel sarım, izole rulman, topraklama fırçası ve her sargıda ve rulmanlarda sıcaklık sensörü bulunmaktadır.
Motorun yüksek hızlarda çalışacak olması, motor komponentlerinin yüksek hızlara adaptasyonunu gerektirmektedir. Buna bağlı olarak özel fan, özel rulman, özel gres, özel balanslı şaft ve rotor, özel flanş, ön rulman soğutma sistemi ve özel keçe sisteme uygun olarak geliştirilmiştir.
Bu seriye özel olarak geliştirilen motorlar, tüm basınç seviyelerindeki torku karşıladığı gibi vidanın kapasitesinin inebileceği en düşük hızda dahi çalışabilmektedir.
Bu tarz bir motor tasarımı ile kompresörde motor ve yük kompakt bir ünite halinde, uygulamanın tüm hız seviyelerinde sabit tork ihtiyacını karşılayacak şekilde kayıpsız olarak akuple edilerek maksimum verimde çalışmaktadır.

FREKANS KONVERTÖRÜ (INVERTER)
Seride kullanılan invertör motorun istenilen devir aralıklarında çalışması için gerekli frekans değerlerini sağlamaktadır. Ayrıca kontrol sistemi ile haberleşerek, sistemin hava tüketim trendine göre kompresör devrini (dolayısı ile basınçlı hava üretimini) ayarlayarak, sürekli sabit basınçta gereken hava debisinin üretilmesini sağlayarak hava tüketim karakterine en yakın değişken debiyi sağlamaktadır. Yeni serideki invertör uygulamasının en önemli farkı çok geniş regülasyon aralığı sunması ve çevresel koşullara çok daha iyi adapte olan akıllı kontrol sistemi entegrasyonudur.
KONTROL SİSTEMİ
Kompresörlerde kullanılan kontröl ünitesi de geliştirilen sistemin gereksinimleri ve kapasite özelliklerine göre programlanarak ve mevcut kompresörlerde kullanılan kontrol ünitelerinde olmayan bir çok ek özellik ilave edilerek daha pratik bir kullanım sağlanmıştır. Geliştirilen bu programlamayla; rulman problemi alarmı ilave edilmiş, makinede aşırı sıcaklık veya akım oluşması durumunda hız düşürme özelliği sayesinde makinenin kurulduğu her bölgedeki şebeke ve ortam değerlerine uyum sağlayabilmektedir. Geliştirilmiş PID performans ve aktivasyon koşulları sayesinde ise mekanik zorlamalara karşı sistemi koruyup daha stabil basınç seviyesi sağlamıştır. Ayrıca sürücü bilgisi gerektirmeden direkt kontrol paneli üzerinden tüm sistemi programlayabilme, analog çıkış sayesinde fan sürücüsünü yönetme ve çoklu kompresör kontrolü gibi birçok özellik kompresöre ilave edilmiştir.


FAN VE SOĞUTMA SİSTEMİ
INVERSYS + serisinde 18,5kW ve daha büyük güçteki tüm modellerde soğutma fanları da invertörlüdür. Fanın invertörlü oluşu; vidanın (yükün) en verimli olduğu sabit sıcaklıkta çalışabilmesini sağladığından, ana motorda ve verimli soğutma sayesinde fanda büyük enerji tasarrufu sağlanmaktadır. Bunun yanında oluşan stabil çalışma sıcaklığı sayesinde komponentler uzun ömürlü olmaktadır. Fanın düşük devirde dönmesi sayesinde daha az fan gürültüsü, ani kalkışlar olmadığından daha düşük enerji kirliliği ve çok daha yüksek mekanik ömür söz konusu olmaktadır.
YENİ NESİL INVERSYS PLUS KOMPRESÖR SERİSİ ve ENERJİ TASARRUFU
Güç Aktarım Sistemi:

Yağ Enjekteli Vidalı tip basınçlı hava üreten makineler temelde üç tip tahrik sistemine sahiptir. Bunlardan ilki motordan gelen tahriğin vida rotoruna kayış ve kasnak yardımıyla iletildiği kayış-kasnaklı sistemler, ikincisi motordan gelen tahriğin önce dişli mekanizmasına ve ondan sonra da vida rotoruna iletildiği dişli mekanizmalı direkt akuple sistemlerdir.  Üçüncüsü ise hareketin vida rotoruna direkt olarak kaplin tarafından iletildiği direkt akuple sistemlerdir. İlk iki sistemde kayıplar çok fazladır. Üçüncü aktarma yöntemi olan vida rotorunun herhangi bir dişli ve kasnak sistemi olmadan motor tarafından direk tahrik edilmesi durumunda ise kayıp hemen hemen sıfırdır. Yeni nesil Inversys Plus modellerinde, sahip olduğu yüksek hız performansı ile direk rotor bağlantısına imkan veren özel motor sayesinde bu yöntem kullanılabilmiştir.

Basınç Kontrol Sistemi:

Bilindiği gibi invertörlü kompresörler, geleneksel ON/OFF, YÜK/BOŞ+ON/OFF veya Oransal Kontrol+YÜK/BOŞ+ON/OFF basınç kontrol sistemlerine göre oldukça önemli verimlilik ve sabit basınç avantajı sunmaktadır. Yeni nesil Inversys Plus serisi ise standart invertörlü kompresörlerin ötesinde çok geniş hız regülasyon aralığı ile çok değişken basınçlı hava taleplerine bile kayıpsız bir şekilde uyum sağlayabilmektedir. Bu sayede düşük hava tüketimi durumunda ortaya çıkan ve tamamen enerji kaybı anlamına gelen boşta çalışma periyotları minimize edilmektedir.

Tasarım, Analiz ve Test
INVERSYS PLUS serisinin kabin tasarımı, DALGAKIRAN`ın mühendislik tecrübesinin ve ileri 3D modelleme teknikleri kullanılmasıyla ortaya çıkmıştır. Tasarım esnasında daha estetik bir görünüm, satış sonrası için servis kolaylığı ve kullanıcıyı rahatsız etmeyecek şekilde gürültü seviyesinin düşürülmesi ön planda tutulmuştur. Ayrıca büyük kasa gruplarında kullanım kolaylığı için dolap ve servis kapakları menteşeli ve kilitli olarak tasarlanmıştır.
DALGAKIRAN AR-GE bünyesinde tasarlanan seri, 3D model tasarımlarının tamamlanmasından sonra, statik ve akış analizleri yapılmak üzere analiz laboratuarlarına aktarılmaktadır. Elde edilen analiz sonuçlarına göre tasarım optimum hale getirilerek, prototip aşamasına geçilir.

Prototipi tamamlanan tasarım testleri yapılmak üzere özel test odalarına aktarılır. Burada çalışma koşulları simule edilerek genel performans, PID, akustik, termal, basınç ve kapasite testleri en zor koşullarda detaylı olarak yapılır.

http://www.haberortak.com/Haber/Teknik-Makale/29012013/Maksimum-seviyede-sistem-verimi.php

16 Ocak 2013 Çarşamba

SKF 2 bin 500 çalışanını işten atıyor



Dünyanın en büyük rulman üreticisi İsveç SKF tekeli 2 bin 500 çalışanının işine son vereceğini açıkladı. Şirket yönetiminin hazırladığı tasarruf programı uyarınca 2015 yılına kadar her yıl 3 milyar tasarruf edilecek. Bunun gerçekleşmesi için de üretim Batı Avrupa ülkelerinden işgücünün daha ucuz olduğu Asya, Latin Amerika ve Doğu Avrupa ülkelerine kaydırılacak.
Şirket yönetimi ürettikleri ürünlere olan talebin geçtiğimiz yılın son çeğreğinde azaldığı, bu yıl da siparişlerin aynı seviyede olacağı tahmininde bulunuyor. Bu nedenle de tasarruf önlemleri almak zorunda kaldığını iddia ediyor. 
İşten atılmalardan en fazla İsveç, Ukrayna ve ABD’deki fabrikalarda çalışan işçiler etkilenecek. SKF İletişim Şefi Ingalill Östman, bu ülkelerde çalışan 62  yaş ve üzerindeki işçilere gönüllü olarak işten ayrılmalarını önereceklerini, bunun sağlanamaması durumunda başka yöntemlere başvurmak zorunda kalacaklarını söylüyor. 
SKF tasarruf önlemlerini açıklamadan 4 gün önce 98 milyon Avro ödeyerek Alman şirketi Blohm+Voss Industries’i (BVI) satın aldığını duyurmuştu. Gemilere yedek parçalar üreten BVI’nin 400 çalışanı bulunuyor. 
Geçtiğimiz yılın Mayıs ayında da SKF Genel Müdürü Tom Johnstone Asya ülkelerinde her yıl bin işçiyi fabrikalarda çalıştırılmak üzere işe alacaklarını açıklamıştı. SKF’in çoğunluğu Çin ve Hindistan’da olmak üzere Asya ülkelerinde 10 bin civarında çalışanı bulunuyor. Ürettiği ürünlerin yüzde 26’sını bu ülkelerde satıyor. 
1907 yılında İsveç’in Göteborg ilinde kurulan SKF’in 19 ülkede 100 civarında fabrikası, 130 ülkede 10 bini aşkın dağıtım ve 200’ün üzerinde satış şirketi bulunmakta. Bir İsveç tekeli olmasına rağmen üretiminin yüzde 90’ını ve satışlarının yüzde 95’ini İsveç’in dışında gerçekleştiren SKF Dünya rulman pazarının yüzde 20’sini denetiminde bulunduruyor. SKF’in en büyük rakibinin Dünya pazarlarındaki payı ise yüzde 10 civarında. SKF’in fabrika ve şirketlerinde toplam 44 bin kişi çalışıyor.
Alıntı:Evrensel

15 Ocak 2013 Salı

Makina Mühendisi Ve Enerji Uzmanı Umut Barış Ballıkaya:


- Makina Mühendisi ve Enerji Uzmanı Umut Barış Ballıkaya, "Enerjide dışa bağımlılıktan kurtulmak için ülkemizdeki yenilenebilir enerji kaynaklarına yönlenilmesi, ulusal ve kamusal çıkarların gözetildiği yeni bir enerji planlamasının yapılması şart" dedi.
Ballıkaya, "Fosil yakıtlar olarak bilinen kömür, petrol ve doğal gaz gibi enerji yakıt fiyatlarının her geçen gün hızla arttığını bir dönemde, ülkemizin doğal ve mevsimsel kaynakları sayesinde yüksek potansiyele sahip olduğu çevre dostu yenilenebilir enerji kaynaklarına yönlenerek dışa bağımlılıktan kurtulması gerekmektedir. Türkiye'nin enerjide dışa bağımlılığına son verecek tek bir çare vardır o da yenilenebilir enerji kaynaklarına ağırlık verilmesidir" diye konuştu.
TÜRKİYE ENERJİ POTANSİYELİNİ KULLANAMIYOR
Enerjide dışa bağımlılık oranının yüzde 75 civarında olduğu belirten Ballıkaya, "Günümüzde enerji kaynaklarının bulunması, doğru kullanılması ve maliyeti hem Türkiye’nin hem de dünyanın en büyük sorunudur. Türkiye sahip olduğu hidroelektrik potansiyelinin yüzde 55’ini, rüzgar enerjisi potansiyelinin yüzde 85’ini, jeotermal ve güneş enerjisi potansiyellerinin %90'ını kullanamadığından enerjide dışa bağımlıdır. Bu dışa bağımlılığı bitirmek için fosil yakıtlar yerine ülkemizde yüksek potansiyele sahip su, rüzgar, güneş enerjisi gibi yenilenebilir enerji kullanımına yönelmeliyiz” şeklinde konuştu.
"Petrol ithal edip enerji üretmemiz ülkemizin dış borcunun ve cari açığının daha da artmasına neden oluyor bunun için yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmeliyiz" diyen Enerji Uzmanı Umut Barış Ballıkaya şöyle konuştu:
"Yakın coğrafyamızda olmasında ragmen ülkemizde büyük petrol kuyuları ve rezervleri ne yazık ki yok. Ülkemizde petrol olmadığından petrolde dışa bağımlıyız. İthal ettiğimiz petrolle enerji üretmeye devam edersek cari açığımız her geçen gün artacaktır. Ülkemizin geleceği için enerji üretmede fosil yakıtlar yerine yeni kaynaklara yani yenilenebilir, temiz enerji üretimine öncelik verilmelidir. Su, güneş ve rüzgâr enerjisi üretimi bu bağlamda ön plana çıkmalıdır. Türkiye’nin kararlı, tutarlı enerji hamlelerine cesaretle ve hatta radikal kararlarla yön verebilecek bir enerji politikasına, stratejisine ve tabi ki vizyonuna gereksinimi vardır. Bu nedenle ilgili bakanlık olmak üzere TÜBİTAK, üniversiteler, üretici sanayi kuruluşları, meslek örgütlerinin katılımıyla; yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının yaygınlaşmasını öngören ortak çalışmalar yaparak strateji ve planlar geliştirilmeli ve de uygulanmalıdır. Türkiye'nin enerjide dışa bağımlığının bitirilmesi için herkes taşın altına elini koymalı, enerji sektörü içinde yenilikçi bir organizasyonla yol gösterici ve yönlendirici adımlar atılmalıdır"


Kaynak : http://www.haber3.com/makina-muhendisi-ve-enerji-uzmani-umut-baris-ballikaya-haberi-1724466h.htm#ixzz2I40DzSQf

ESKİŞEHİR'E 16 MİLYON EUROLUK RULMAN FABRİKASI KURULACAK


Almanya'nın Düsseldorf kentinde özel tasarım otomotiv rulmanları üreten Türk firması Das Lager Germany, Eskişehir'e 16 milyon euroluk yatırımla rulman fabrikası kuruyor.

Almanya'nın Düsseldorf kentinde özel tasarım otomotiv rulmanları üreten Türk firması Das Lager Germany, Eskişehir'e 16 milyon euroluk yatırımla rulman fabrikası kuruyor. Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi'ndeki 18 bin 500 metrekarelik alana kurulacak olan fabrikada 218 kişiye istihdam olanağı sağlanacak. 

Das Lager Germany CEO'su Harun Adıgüzel, Eskişehir'e kuracakları fabrika ile ilgili olarak yazılı açıklama yaptı. Açıklamada Das Lager Germany'in 30 yıllık bilgi birikimi ve deneyiminin Türkiye'ye taşınacağı kaydedilerek; özel otomotiv rulmanları başta olmak üzere, tamamen özel tasarım ve özel dizayn üretim yapan firmanın Eskişehir'de kuracağı fabrika ile Türkiye'de bir ilke imza atacağı belirtildi. 

Harun Adıgüzel Eskişehir'de kuracakları fabrikada, Türkiye'de üretilmeyen ve tamamen özel olan otomotiv rulmanları, demiryolu rulmanları, rüzgar enerjisi ve çelik endüstrisi rulmanları üretimi yapacaklarını söyledi. Adıgüzel, "Tamamen özel tezgahlarda miktarı az, değeri yüksek ve sadece o uygulamaya esas olan rulmanlar üreteceğiz. Buna 'rulman modacısı' ya da 'rulman terzisi' adını veriyoruz. Yani firmanın isteğine ve ihtiyacına uygun olan rulmanı dizayn edip istenilen rulmanları üreteceğiz. Türkiye'de bu hizmeti veren bir firma yok. Dünyada da bu hizmeti veren sadece birkaç firma var" diye konuştu.  
Türkiye'de rulmanın çok yüksek fiyatlarla ithal edildiğini ve buna bağlı olarak cari açığın arttığını ifade eden Das Lager Germany CEO'su Harun Adıgüzel, "Bu ürünler Türkiye'de üretildiği takdirde büyük bir cari açık kapanmış olacak. Yerli ürünü kullanıcılar ve özellikle devlet kurumları alımlarında tercih ederlerse, ülkemize rulman yatırımı artar, cari açık ve dışa bağımlılık azalır ve kendi teknolojik gelişmemizi ve stratejik sanayimizi kurma açısından çok önemli bir adım atmış oluruz" dedi. 

Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi'nde kurulacak olan fabrikanın 18 bin 500 metrekare açık, 9 bin 250 metrekare de kapalı alana sahip olacak. Fabrikaya mühendis, taşlama ve süper finiş uzmanları olmak üzere ilk etapta 218 kişilik bir istihdam sağlanacak. Fabrikada standart ürün üretilmeyecek; bilyeli, siferik, silindirik ve konik makaralı özel ürünler üretilecek. İlk etapta üretimin yüzde 50'sini yurt içi piyasaya, yüzde 50'si de Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa ve Uzak Doğu ülkelerine ihraç edilecek. - Eskişehir

11 Ocak 2013 Cuma

Erzincan'dan Avrupa'ya makine ihracatı!


Erzincan'da makine üretimi yapan bir firma, yaklaşık 3 yıldır Avrupa ülkelerine pres makinesi ihracatı yapıyor. 'Avrupa'nın Çin'i olduklarını belirten firma yetkilisi, başta Almanya olmak üzere 5 ülkeye makine sattıklarını söyledi.Erzincan Sanayi Sitesi'nde 'Doğu Makine' adıyla faaliyet gösteren işletme, ürettiği pres makinelerini Avrupa ülkelerine satıyor.
Baba-oğul makine mühendisi olan firma yetkilileri özellikle hurda malzemelerinin geri dönüşüme kazandırılması için yaptığı pres makinelerini son 3 yıldır başta Almanya olmak üzere 5 Avrupa ülkesine satıyor. Makine mühendisi baba Fehmi ve oğlu Levent İpek, 3 ayda 9 adet pres makinesi yaptı.
1974'ten bu zamana kadar makine üretimi yaptıklarını belirten Fehmi İpek, "3 yıldır Avrupa'ya ihracat yapıyoruz. Avrupa'nın Çin'i olduk. Az kâr ile kanaat edip, çok kaliteli üretimler yapınca Avrupa'ya satma imkânımız var. Bu yaptığımız makineler Avrupa'da özel üretimdir. Özel üretim olan makinelerin fiyatları Avrupa'da oldukça yüksek. Biz burada Erzincan'da bu makineleri daha uygun fiyatlara yaptığımız için Avrupa'da müşteri buluyoruz." dedi.
Ürettikleri makinelerin; bakır, alüminyum, demir gibi malzemelerin sıkıştırılıp küçültülerek, nakliyesinin kolaylaştırılması ve eritmede avantaj sağlanması için kullanıldığını kaydeden İpek, "Makinelerin projeleri tamamen bizlere ait. Aynı makineyi yapan bir de İngiliz firması var. Biz buradaki üretimi onların ürettiği makinenin yarı fiyatına yapıyoruz. Nakliyeleri masraflarını da koysak yine Avrupa'da rekabet şansımız var. Bir Alman müşterimize bu makineleri yapıyoruz. O müşterimize de 4 ülkenin temsilciliğini verdik. 9 tane makineyi 3 ayda yaptık. Yaklaşık 350 bin liralık fiyatı olan bir makine yaptık ve sevk ediyoruz. Talep olursa kapasitemizi arttırma şansımız var. Daha çok sayıda makine yapma gücümüz var." şeklinde konuştu.
"MALİYETLER AVRUPA'YA GÖRE DAHA DÜŞÜK"
Makine yapımında 3. neslin de işin içerisine gerdiğini söyleyen Erzincan Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Aydın Yalvaç ise "Bizim hedefimiz bu firmamızı Organize Sanayi Bölgemizde daha büyük ve seri üretim yapan bir fabrika haline gelmesini temenni ediyoruz. Belki de bu çalışma Doğu Anadolu Bölgesi'nde makine olarak ilk yapılan ihracattır. Aslında Erzincan'da teknik bilgi, görgü kapasite var ama finans imkânları zayıf olduğu için ve firmaların ihracat bilgileri zayıf olduğu için ihracat yapamıyorduk. Şimdi bunların hepsi bir araya gelmeye başladı. 3. nesil de işin içerisine girince bu daha da kolaylaştı. Çünkü bizlerde maliyetler Avrupa'ya göre daha da düşük ve ihracat imkânı daha da fazla bunu bizler Erzincan olarak geliştireceğiz. Organize Sanayi Bölgemizde de 56 tane tesis üretimlerine devam etmekte. Bu da önemli Orada ki firmalardan da inşallah zaman içerisinde Erzincan'ın ihracatını arttıracak, firmalar oluşacaktır." diye konuştu.
CİHAN
http://ekonomi.haberturk.com/is-yasam/haber/810727-erzincandan-avrupaya-makine-ihracati

Sanayi üretimi kasımda arttı

Sanayi üretim endeksi, 2012 Kasım ayında 2011 yılının aynı ayına göre yüzde 11,3 arttı.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2012 Kasım ayına ilişkin sanayi üretim endeksi sonuçlarını açıkladı.

Buna göre, kasım ayında geçen yılın aynı ayına göre madencilik ve taşocakçılığı sektörü endeksi yüzde 7,5, imalat sanayi sektörü endeksi yüzde 13,3 arttı.

Elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi ise yüzde 2 azaldı.

Takvim etkisinden arındırılmış endeks, 2012 Kasım ayında, 2011 yılının aynı ayına göre yüzde 3,1, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış sanayi üretim endeksi de bir önceki aya göre yüzde 1,5 arttı.

Ana sanayi grupları sınıflamasında imalat sanayi endeksi aylık bazda yüzde 8,4 artarken, yıllık bazda yüzde 13,3 artış gösterdi.

Ana sanayi grupları sınıflamasına göre, Kasım ayında yıllık bazda en fazla düşüş yüzde 2 ile elektrik gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı endeksinde gerçekleşti.

Söz konusu sektörün endeksinde, aylık bazda yüzde 4,7 yükseliş kaydedildi.

Bu dönemde, yıllık bazda ara malı imalatı endeksi yüzde 14,3, dayanıksız tüketim malı imalatı endeksi yüzde 14,5, enerji endeksi yüzde 0,4, dayanıklı tüketim malı imalatı endeksi yüzde 12,2, sermaye malı imalatı da yüzde 9,2 arttı.

Konfeksiyon sektörü, tehlikeli ve ağır sanayi grubundan çıkartıldı

Geçtiğimiz aylarda yapılan düzenlemeyle tehlikeli ve ağır sanayi grubuna dahil edilen hazır giyim ve konfeksiyon sektörü, ‘az tehlikeli' işkolu grubuna alındı.

26 Aralık 2012 tarih ve 28509 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan İş Sağlığı ve Güvenliğine ilişkin 2012/145 sayılı İşyeri Tehlike Sınıfları tebliğinde hazır giyim ve konfeksiyon sektörü az tehlikeli iş kolları arasına dahil edilmişti. Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Bebe Çocuk Konfeksiyonu Sektörü İşadamları Derneği (BEKSİAD) Başkan Yardımcısı Mesut Okyay, girişimleri sonucu böyle bir düzenleme yapıldığını söyledi. 

Hazır giyim ve konfeksiyon sektörünün tehlikeli ve ağır sanayi grubuna alınmasından kaynaklanan sorunlarını SGK Başkanı Fatih Acar'a anlattıklarını belirten BEKSİAD Kurucu Üyesi Halil Atalay ise düzenlemenin sektör için son derece önemli olduğunu kaydetti. 

BEKSİAD Başkan Yardımcısı Salih Bahadır, konuyu birçok platformda dile getirdiklerini söyledi. Bahadır,"Milletvekillerimizin de bulunduğu toplantılarda konu hakkında bilgilendirmelerde bulunmuştuk. Konunun istediğimiz şekilde sonuçlanarak hazır giyim ve konfeksiyon sektörünün ‘az tehlikeli' iş kolu grubuna alınmasından dolayı mutluyuz." ifadelerini kullandı. 
Cihan
http://www.bugun.com.tr/son-dakika/konfeksiyon-sektoru-tehlikeli-ve-agir-sanayi-grubundan-cikartildi-haberi-142738

Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı


Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, ''Yerinde gümrükleme uygulamasını öncelikli olarak ihracat işlemleri ile başlatıyoruz"


İthalatta yerinde gümrükleme uygulamasını da yine bu yıl içinde başlatmayı planlıyoruz'' dedi. 
Yazıcı, ihracata katkı sağlayacak olan ''Yetkilendirilmiş Yükümlü Uygulaması'' ve ticareti kolaylaştıracak yeni projelerin tanıtım toplantısında yaptığı konuşmada, uygulamanın getirdiği en büyük yeniliklerden birinin yerinde gümrükleme olduğunu belirterek, ''Yerinde gümrükleme ile öncelik ihracatta olmak üzere, belirlenen kriterlere uygun her tesisi bir gümrük haline getiriyoruz'' diye konuştu. 
Avrupa Birliği ülkelerinde bu uygulamanın yaygın olarak kullanıldığını ifade eden Yazıcı, şunları kaydetti: 
''Yerinde gümrükleme uygulamasını öncelikli olarak ihracat işlemleri ile başlatıyoruz. İthalatta yerinde gümrükleme uygulamasını da yine bu yıl içinde başlatmayı planlıyoruz. Yerinde gümrükleme güvenilir olduğu onaylanmış firmaların mallarına ilişkin gümrük işlemlerinin, gümrük idaresi yerine firmanın kendi tesislerinde yapılmasıdır. Tabii ki bizim görevlilerimiz yapılan işlemleri zaman zaman kontrol edecekler. Gümrükleme alanıyla ilgili sürekli görüntü kaydının olması gibi güvenlik kriterlerini içeren şartlar getiriyoruz. Ama esas olarak 'Yerinde Gümrükleme' ile ihracatçımız artık gümrük işlemlerini yapmak için gümrüğe gitmeyecek. Kendi işyerini, fabrikasını, deposunu aynı zamanda dış ticarete konu ürünlerinin gümrük işlemlerinin yapıldığı mekan olarak kullanacak. Ürünlerinin gümrüklemesini kendi tesislerinde yaparak doğrudan müşterilerine gönderecek.'' 
Yazıcı, bir yandan rüşveti, yolsuzluğu, kaçakçılığı önlerken, diğer yandan ticaret erbabının iş ve işlemlerini hızlandırmak için çalıştıklarını anlatarak, ''Bazı gümrük idarelerimiz çok yoğun. Şu anda üzülerek ifade ediyorum ki; Halkalı Gümrük Müdürlüğümüzde bir tırın kuyrukta ortalama bekleme süresi 6 ila 12 saat arasında değişmektedir. Bu sürenin hem maliyetleri yükselttiğini, hem de siparişlerin zamanında teslim edilmesini zorlaştırdığını biliyoruz. İşte 'Yerinde Gümrükleme' bu yığılmaları, beklemeleri önlemek için atılan önemli bir adımdır'' diye konuştu. 

-''Tırların, gümrüklerde boş yere beklemesi sona eriyor''- 

Yazıcı, yerinde gümrükleme ile artık ihracatçının tırlarının, gümrüğe gitmedikleri için katettikleri yolun kısaldığını, tırların gümrüklerde boş yere beklemesinin sona erdiğini belirterek, şunları kaydetti: 
''Teslimat daha hızlı yapılabildiği için işlemler hızlanıyor, daha çok sipariş alınabiliyor. Tüm bunlar maliyetleri azaltması doğal olarak ihracatçılarımızın rekabet gücünü artıracaktır. Firmalarımız dünya pazarlarına girerken artık daha avantajlı olacaklardır. Yetkilendirilmiş yükümlü uygulamasının hazırlıkları yapılırken çalışma arkadaşlarımdan bu konuyla ilgili bir araştırma yapmalarını istedim. Onlar da bu konuda kapsamlı bir çalışma gerçekleştirdiler. Yetkilendirilmiş yükümlü uygulaması, gümrükleme işlemleri için firmalarca yapılan ortalama 954 lira masrafın yüzde 90'ını ortadan kaldırmaktadır. Böylece ticaret erbabı sevkıyat başına ortalama 861 lira tasarruf sağlamaktadır. Gümrükleme işlemleri dahil, bir sevkıyatın ortalama maliyeti 4 bin 900 liradır. Yetkilendirilmiş Yükümlü sertifikasına sahip bir firma için bir konteyner ürünün gümrükleme ve nakliyesini ortalama yüzde 17,5 ucuzlatıyoruz. Bu tasarrufun ülke ekonomisine senede yaklaşık 900 milyon lira veya döviz bazında 500 milyon dolar getirisi olacaktır.'' 
Yazıcı, firmaların, gümrükleme işlemini kendi tesislerinde yapabildikleri için ihraç mallarını günün her saatinde yola çıkartabileceklerini belirterek, şunları kaydetti: 
''Herhangi bir iç gümrüğe uğramadan, doğrudan sınıra giden bu araçlar alıcılarına en hızlı biçimde ulaşacaktır. Örnek vermek gerekirse; İstanbul'da akşam saat dokuzda sipariş alan bir ihracatçımız, 7/24 çalışan bu sistem sayesinde, ihraç mallarının yüklü olduğu aracı 5-6 saat içinde Türkiye'den çıkarabilecektir. İhracatçılarımızın sipariş karşılama hızları muazzam oranda artacak, beklemeden kaynaklanan giderler azalacak. Sonuçta, rekabet gücü daha yüksek, daha iyiyi daha ucuza ve hızlı şekilde teslim edebilen ihracatçılarımız Türkiye ekonomisini 2023'e taşıyan lokomotifler olacaklardır. Gümrük idaresinin bir nevi yetkilerini devretmesi gibi düşünülebilecek bu imtiyazlar, güvenilir ve belirli bir ihracat hacmine sahip şirketlere verilecektir. Yerinde gümrükleme yapmak isteyen bir firmanın, 'Yetkilendirilmiş Yükümlü' sertifikasına sahip olması ve en az 5 milyon dolarlık ihracat yapar aktifliği bulunması gerekir.'' 

-İzinli Gönderici uygulaması- 

Yetkilendirilmiş yükümlü olan veya olmayan tüm firmaların dolaylı olarak faydalanabileceği ''izinli gönderici'' uygulamasını da bugün başlattıklarını belirten Yazıcı, şunları kaydetti: 
''İzinli Gönderici Statüsü, taşıyıcı firmalarımızın işlemlerini kolaylaştırmak üzere başlattığımız bir uygulamadır. Yerinde Gümrükleme uygulaması ile güvenilir ihracatçıya tanınan kolaylıklar; 'İzinli Gönderici' uygulaması ile güvenilir taşıyıcılara tanınacaktır. Bu statüyü alan taşıyıcılarımız; müşterileri adına taşıdıkları malları kendi tesislerinde toplayacak, burada tırlara yükleyecek ve gümrük işlemlerini hiçbir gümrük görevlisinin nezareti olmadan, tamamen kendileri yapacaklardır. Yetkilendirilmiş yükümlü olsun veya olmasın, herkes ihracat eşyasını izinli göndericiye taşıtabilecek. Bu sayede herkes eşyasını gümrüğe uğramadan taşıtma kolaylığından faydalanabilecektir. Burada en önemli sorumluluk 'İzinli Gönderici' statüsüne sahip taşıyıcı firmalardadır. İhraç edilecek ürünlerin gerekli kontrolleri, izinli gönderici tarafından yapılacak. Normal şartlarda bizim yaptığımız kontrolleri, hiçbir gümrük görevlisinin nezareti olmadan kendileri yapabilecekler. Artık isteyen herkes, bir izinli göndericinin deposuna aldırdığı malın gümrüklemesini burada yaptırabilecek.'' 

-''Güvenilir nakliyeci gümrük idaresinin yerini alacak''- 

Yazıcı, güvenilir nakliyecinin, gümrük idaresinin yerini alacağını anlatarak, şunları söyledi: 
''Taşımacının tesisinden ayrılan tırlar doğruca sınıra veya limana yönelecek, herhangi bir iç gümrüğe gitmeyecek, burada beklemeyecek. Bu sayede tırlar şehir içerisinde dolaşmak zorunda kalmadan doğrudan sınıra yönelecek, şehir içindeki tır trafiği azalacak. Dış ticaret erbabımızın iş ve işlemlerini kolaylaştırmak temel hedefimizdir. Ama yasa dışı işler yapmak isteyenler için de hiçbir açık kapı bırakamayız. İzinli gönderici olmayı talep eden bir firmanın, Yetkilendirilmiş Yükümlü statüsüne sahip ve minimum 500 transit beyanı vermiş olan uluslararası bir taşıyıcı olması gerekiyor. Şirketler, hem 'Yerinde Gümrükleme' hem de 'İzinli Gönderici' statülerine sahip olabilmek için, 'Yetkilendirilmiş Yükümlü Statüsü' almak zorundadır. Bir firmaya gümrük idarelerimizin yaptığı işleri devretmek için bu firmaların güvenilir olması gerekiyor.'' 

-Ortak transit uygulaması- 

Bakan Yazıcı, Ortak Transit Sözleşmesine taraf olan ülkeler arasında eşyanın gümrük vergilerinin teminata bağlanarak taşındığı ve bu taşımanın ''Yeni Bilgisayarlı Transit Sistemi'' (NCTS) ile elektronik mesajlar kullanılarak beyan ve takip edildiği bir uygulama olduğunu belirterek, şunları söyledi: 
''Ortak Transit Sözleşmesine taraf olan Avrupa Birliği, EFTA ülkelerinden İzlanda, Norveç, İsviçre ile EFTA ülkesi statüsünü kazanan Hırvatistan ve Türkiye'yi kapsamaktadır. Ortak transitin hızlı, kolay, güvenli ve avantajlı gibi 4 alanda hızlandırıcı etkisi bulunmaktadır. Hızlı Transit, elektronikleşme Ortak Transit uygulamasının ilk ve en önemli pratik sonucu transiti hızlandırmasıdır. Transitin hızlandırılması esas olarak işlemlerin elektronik ortama taşınması ile sağlanmaktadır. Halen bir aracın Avrupa'ya ortalama gidiş-dönüş süresi ortalama 12 gündür. Ortak transit uygulaması ile bu süreyi 9 güne düşürüyoruz. Bununla birlikte sınırlardaki geçişlere yönelik gümrük işlemlerini de mümkün olan en az seviyeye çekiyoruz. Transit işlemleri, gümrük idareleri arasında karşılıklı veri transferi yoluyla hızlı bir şekilde zaman kaybına yol açmadan yapılabilmektedir. 
Gümrüklerimiz bu sayede, Avrupa'daki yaklaşık 3 bin gümrük idaresi ile doğrudan entegre hale gelmiştir. Ortak Transit uygulaması, tüm taşıma modlarında kullanılabilmektedir.'' 
Ortak transitin hızlandırıcı etkilerinden olan kolay transite de değinen Yazıcı, sözlerini şöyle sürdürdü: 
''Kolay Transit, ortak transitin ikinci pratik sonucudur. Transit işlemlerinde tüm paydaşlara kolaylıklar sağlamasıdır. Transitin kolaylaştırılmasının iki ana çerçevesi bulunmaktadır. Birincisi Ortak Transit mevzuatından kaynaklanan basitleştirmelerdir. Bunlar; kapsamlı teminat veya teminattan vazgeçme, izinli alıcı, izinli gönderici, özel tip mühür ve demiryolu, havayolu ve boru hattı taşımalarıdır. İkincisi ise Ortak Transit uygulamalarının doğasından kaynaklanan basitleştirmelerdir. 
Bunlar; Araçların Sözleşmeye taraf ülkelerden geçişlerde asgari kontrollere tabi tutulması, uygulanan tek teminat ve bu teminatın düşümlü olarak çalışması ve serbest bırakılmasına ilişkin kolaylıklardır. Güvenli Transit Ortak Transitin üçüncü pratik sonucu ise transitin güvenli bir şekilde gerçekleştirilmesidir. Güvenli transitin en temel unsuru, işlemlerin elektronik ortamda azami güvenlik ilkeleri çerçevesinde gerçekleştirilmesidir. Eşya için yapılması gerekli risk analizleri ve kontroller daha etkin bir şekilde yapılabilmektedir. Uygulanan teminat sistem ile kamu alacağının tamamının garanti altına alınmaktadır. Avantajlı transit Ortak Transitin maliyet düşürücü etkisi de önemli bir kazanımdır. Bu uygulamada bilgisayar ortamındaki işlemler, kağıt üzerinde yapılan işlemlerin yerini almaktadır.'' 

-57 milyon avroluk tasarruf- 

Yazıcı, uygulamaların hem ticaret erbabına hem de kamuya ciddi ölçüde maliyet avantajı sağlayacağını belirterek, şunları söyledi: 
''2011'de 1 milyon 129 bin 68 tır karnesi işlem görmüştür. 2012'de işlem gören tır karnesi sayısı ise 1 milyon 128 bin 741'dir. Avrupa'ya tır karnesi yerine elektronik beyan ile yapılacak taşımalardan, yıllık yaklaşık 57 milyon avro tasarruf sağlanmasını hedefliyoruz. Taraf ülke olarak uygulamaya geçirdiğimiz Ortak Transit ile ülkemizde taşımacılığın globalleşmeye paralel, esnek ve proaktif bir yapıya kavuşması ana hedefimizdir. Bu noktada, Ortak Transiti, Bakanlığımızın 'hızlı, kolay ve güvenli ticaret' ilkesini; 'hızlı, kolay ve güvenli transit' ile tamamlayan bir proje olarak ele alıyoruz. Ayrıca Ortak Transit; Avrupa Birliği'ne tam üye olmadan, taşımacılık sektörü açısından AB üyesi bir ülke gibi işlem yapabilecek konuma geldiğimiz tek enstrümandır.'' 

-Bakanlığın ''En''leri ve ''İlk''leri- 

Konuşmaların ardından Bakan Yazıcı, Halkalı Gümrük Müdürlüğüne canlı bağlantı yaparak ortak transit işleminin gerçekleştirilmesini onayladı. 
Daha sonra Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından ''Enler ve İlkler Ödülleri'' takdim edildi. 
''En''ler kategorisinde, En yüksek İşlem Hacmi olan Firma Tüpraş Petrol Rafinerileri AŞ, En çok İhracat yapan Firma Ford Otomotiv, En çok taşımacılık yapan firma TOBB UND Şirketi,En çok İthalat Vergisi Ödeyen Firma BOTAŞ Boru Hatları ile Petrol Taşıma AŞ'ye plaket takdim edildi. 
''İlk''ler kategorisinde, Ortak Transit Sisteminden İlk Yararlanan Firma Gençtur, İlk Elektronik Beyanname veren Firma Arçelik, İlk onaylanmış İhracatçı Firma, PETKİM Petrokimya, İlk Onaylanmış İhracatçı Firma Oyak Renault, İlk A Sınıfı OKSB sahibi firma Ortadoğu Rulman, İlk B Sınıfı OKSB sahibi Arfesan Arkan Fren Elemanları AŞ, İlk C Sınıfı OKSB sahibi firma Sarıtaş Çelik AŞ'ye plaket verildi. 
Alıntı  http://www.haberdar.com/gumruk-ve-ticaret-bakani-hayati-yazici-2-3763906-haberi